1. Çocuğun cinsel istismarı suçu ile çocuklara karşı müstehcenlik suçu Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen apayrı iki suçtur.
2. Söz konusu kitabın yazarı, yayın evi hakkında, müstehcenlik suçu hükümleri gereğince işlem yapılmıştır. Zira eylemlerine uyan kanun maddesi budur.
3. Müstehcenlik suçu, kendi içinde bir başlık daha barındırır: Çocuklara karşı müstehcenlik
4. Müstehcenlik suçu ile genel olarak korunan menfaat, toplumun ar duyguları olarak tanımlanabilir. Ancak çocuklara karşı müstehcenlik suçu ile özel olarak çocuk hakları korunmuştur.
5. Özetle kanun genel olarak, cinsellik, erotizm ve müstehcenlik arasındaki sınırı çizmeye çalışırken, konu çocuk ise çocuk haklarını temin etmek ve çocuğun cinsel istismarı suçunu önlemek için özel bir koruma alanı oluşturur.
6. Buna göre, resim, film, heykel, grafik, karikatür, roman, hikâye, animasyon, şarkı sözü gibi, aklınıza gelen yazılı, görsel hiçbir eserde, çocuk bir müstehcenlik unsuru olarak kullanılamaz.
7. Fikir ve vicdan hürriyeti de korunması gereken bir haktır. İnsanların düşünme, yaratma özgürlüklüklerinin de önüne geçilemez. Insanlık, duygu ve düşüncelerle yaratılmış olanların üzerinde yükselir. İşin bu kısmına kimsenin itirazı da yoktur.
8. Sanat, sanatçı elbette özgür olmalıdır. Sanatın alâmeti farikası, insana, topluma kendi çirkinliğini, güzelliğini gösterme gücüne sahip olmasıdır. Insana ruhunu keşfettirir, bunu sarsıcı biçimde yapar, yapmalıdır. Kimsenin niyeti, sanatçıdan bu kudreti söküp almak da değildir.
9. Ancak, hiçbir hak ve özgürlük sınırsız değildir. Sınırları da diğer hak ve özgürlükler çizer. Örneğin, terör propagandası yapmak, suçu, suçluyu övmek düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında değildir çünkü bu eylem başka hak ve özgürlükleri tehdit eder niteliktedir.
10. Sanatçının da duygu ve düşüncelerini yarattığı bir eserde somutlaştırma özgürlüğü, hukukun koruduğu başka bir hakkın sınırına kadardır. İnsana dair her olguyu konu edebilir, yazdıkları sarsıcı da olabilir ancak konu çocuk ise bir ölçü belirlemek zorundadır.
11. Sanat özgür olmalıdır evet ancak çocukları koruyamayan hukuk da hukuk olmaz. Keza gündeme oturan kitaplarda kullanılan pornografik dilin ve kurgunun edebiyat ile zerrece bağı yoktur. Yaptıkları yalnızca korkunç bir dille çocuğu cinsel arzunun tatmin aracı olarak imgelemektir.
12. Bir ressam, o satırları benzer biçimde tuvaline taşıyamaz. Bir yönetmen o sayfaları benzer biçimde beyaz perdeye yansıtamaz. Kurgu içinde o ânı anlatabilir ancak bunu sanatla bağdaşır bir ölçü içinde yapar, çocuğu pornografiye âlet ederek değil.
13. Sanatçı yaratsın, bizleri kemiklerimize kadar sarssın. Ancak çocukları korumakta âciz kalan bir hukuk sisteminin olamayacağını, hukukun, korumakla yükümlü olduğu başka bir hakkın tehdit edilmesine göz yummayacağını, bunun özgürlük olarak nitelenemeyeceğini bilsin.