Anayasamıza göre, Devlet’in toplumsal, ekonomik, siyasal temeli ve faaliyeti din esaslarına
göre yürütülemez.
Kuruluşu 3 Mart 1924’e dayanan, Türkiye’nin en devrimci kurumlarının başında gelmesi
gereken Diyanet İşleri Başkanlığı’nı tartışmayı ve sorgulamayı doğru bulmuyoruz. Ancak Diyanet
İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş’ın son günlerde vesile olduğu polemiklere dikkat çekmek istiyoruz.
Kendisini, “Dinsel inançların siyasete, ticarete, adalete ve yargıya yansımasına itiraz edilmemeli”
anlamına yorulacak söylemleriyle ilgili uyarıyoruz. İster Adli Yıl açılış töreni olsun, ister Yargıtay
binası açılış töreni olsun, dualı gösterileri, Müslümanlığını özgürce yaşayan milletimize ve
dünyanın en ileri Müslüman ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti’ne güvensizlik olarak
değerlendiriyoruz. Bu yaklaşımı dinin istismarı olarak kabul ediyoruz. Bu söylem ve istismarları
milletimize, birliğimize, dirliğimize sokulmuş hançerler olarak görüyoruz.
Din esaslarına göre toplum düzeni kurulamayacağını “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyen
Mustafa Kemal Atatürk’ten ve “İlim Çin’de de olsa gidip alınız” diyen Hz. Muhammed’den
biliyoruz. Toplumu ve kurallarını belirleyenin din esasları değil; güncel ihtiyaçlar, akıl ve bilim
olduğunun altını çiziyoruz. Büyük bir Devrimle ve büyük fedakarlıklarla kurulmuş, en dindar
yurttaşlarımıza kadar hepimizin içselleştirdiği laiklik ilkesiyle büyüklüğünü korumuş ve
bugünlere gelmiş Türkiye’mizde akla ve bilime aykırı ve ayrıştırıcı bu tür söylemlerin kime veya
neye hizmet ettiğinin hesap edilmesini talep ediyoruz.
Diyanet İşleri Başkanı’nı oturduğu koltuğun tarihsel sorumluluğunu düşünmeye ve buna
uygun davranmaya davet ediyoruz.
Cumhuriyet Kadınları Derneği
Genel Yönetim Kurulu adına
Genel Başkan
Prof. Dr. Tülin Oygür