YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ!

YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ!

1923 yılının 28 Ekim akşamı, Çankaya’da dostlarıyla beraber olan Mustafa Kemal Atatürk “Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz” dediğinde, yanındakilerin hiçbiri şaşırmamıştı. Mustafa Kemal’in üç buçuk yıl önce 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni toplaması, hatta işgale karşı savaşmak için 19 Mayıs 1919’da Anadolu’ya çıkar çıkmaz milletin arzu ve iradesini arkasına almak üzere peş peşe kongreler düzenlemesi ve oralarda alınan kararlar, Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunun Cumhuriyet olduğunu açık şekilde ortaya koymuştu. Büyük Zafer’in ardından Lozan Antlaşması’yla bağımsız Türk Devleti’nin dünyaya kabul ettirilmesi, Cumhuriyetin ilanı için “şafak sayma” sürecini başlatmıştı. 29 Ekim 1923’de malum, ilan
edilmiştir: “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli Cumhuriyettir”.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, tarihsel köklerinden gelen ruhla esareti kabul etmes
mümkün olmayan fakat düşman işgali karşısında saltanat tarafından adeta kaderine terk edilmiş olan mazlum milletimizi önce örgütleyip sonra bağımsızlık savaşına girişmeleri, asil milletimize duydukları büyük güvene dayalıdır. Mustafa Kemal için Türk Milleti’nin özgürlük iradesi, yedi düvele karşı girişilecek savaşın gerektirdiği bütün maddi güçlerin üstündedir. Mustafa Kemal “Ya istiklal ya ölüm!” sözcüklerini bütün inancıyla milletinin ağzından söylemiştir.
Atatürk’ün millete güvenerek, milleti seferber ederek emperyalist saldırganlara karşı “kazanılması
mümkün gözükmeyen” bir savaşa girmesi ve bu savaştan galip çıkması dünya tarihinde ilktir ve tarihin
gidişini belirlemiştir. Atatürk’ün zaferiyle birlikte, emperyalist Batı devletlerinin sömürgesi, çoğu da
Müslüman olan mazlum milletler bağımsızlık ve özgürlüğün ulaşılamaz bir hayal olmadığını
anlamışlardır. Atatürk için Afgan Kralı Amanullah Han’ın “O büyük insan yalnız Türkiye için değil
bütün Doğu milletleri için de en büyük önderdi. O bütün doğunun Ata’sı idi” demesi veya
Hindistan’ın bağımsızlık lideri Mahatma Gandhi’nin “Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar Tanrı’yı
da İngiliz zannederdim. Biz bir Asya memleketinin kapitalist bir devlet hâkimiyetinden tamamıyla
kurtulup bağımsız olacağını düşünmezdik. Bunun olabileceğini Atatürk ispat etti. Bizi,
bağımsızlığımıza kavuşabileceğimize inandıran odur” şeklindeki sözleri bu gerçeğin ifadesidir.

  1. yüzyıl sonlarına doğru baş veren, 20. yüzyıl ortalarında iyice azgınlaşan emperyalist sistem,
    insanlığa yaşattığı acılar ve insan doğasında yarattığı büyük tahribat yüzünden tarihsel ömrünü
    tamamlama sürecine girmiştir. Emperyalizmin sonunu, bağımsızlık uyanışına geçen mazlum milletler ve
    gelişen milli devletler hazırlamaktadır. Bugün 98. yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizme
    karşı bütün mazlumların ve milli devletlerin yanında insancıl, paylaşmacı yeni bir uygarlığa giden yolda
    yerini almaktadır.
    Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak, bilinçlerimizde Ata’mızın “Dünyada hiçbir milletin kadını,
    milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez”
    sözleriyle emperyalizme karşı bağımsızlık meşalesini en yüksekte tutacağız.
    Kahrolsun emperyalizm!
    Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti!
    Cumhuriyet Kadınları Derneği
    Genel Yönetim Kurulu adına
    Genel Başkan
    Prof. Dr. Tülin Oygür
Facebook
Twitter
WhatsApp